İDO Öğrenci Kolu, Dişhekimliği Fakültelerindeki Öğrencilerin Sorunlarına Kayıtsız Kalmadı

Mar 3, 2016 - 22:32
Oct 7, 2023 - 19:01
 0  69
İDO Öğrenci Kolu, Dişhekimliği Fakültelerindeki Öğrencilerin Sorunlarına Kayıtsız Kalmadı
Dişhekimliği fakültelerindeki öğrencilerin sorunlarına geçtiğimiz günlerde sitemizde yer vermiştik. 10 binden fazla kişinin okuduğu haberimize İstanbul Dişhekimleri Odası Öğrenci Kolu da kayıtsız kalmadı. Bize gönderilen mesajda meslekte dayanışmanın önemine dikkat çeken o gönderi şöyle: "Bizler, İstanbul Diş Hekimleri Odası Öğrenci Kolu olarak diş hekimliği fakültelerinde okuyan üniversitelilerin yaşadığı ve çözülmeyi bekleyen birçok sorunu olduğunu biliyoruz, görüyoruz. Aldığımız karar üzerine bu sorunları belirleyip rapor haline getirmenin daha sonra bu raporun sorunları çözebilmek için büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Özellikle bizler geleceğin sağlıkçıları olarak Dünya Sağlık Örgütü'nün yapmış olduğu sağlık tanımı üzerinden görevlerimizi tanımlamalıyız. Bizler toplumu oluşturan her bir bireyin fiziksel, ruhsal ve sosyal tam iyilik halini oluşturmak için çaba gösterecek olan mesleki sınıfız. Bu tanım ışığında bizler öğrencilik hayatımızda başlayan klinik çalışmalar uygulamalarında herhangi bir ırk, dil, din, cinsiyet, mezhep ayrımı yapmadan herkesin temel hakkı olan sağlık hakkından eşit bir şekilde faydalanması için çaba göstermeliyiz. Yaptığımız bu kısa girişten sonra raporumuzda yer alan sorunları açıklayıp kısaca özetleyeceğiz. Diş hekimliği fakültelerinde stajlarda birer hekim gibi çalıştırılan biz öğrencilerin staj süresince gerekli olan bütün malzemeler öğrenciler tarafından, kendi bütçelerinden karşılanmakta ve sosyal güvenlik kurumunun yanında hastalardan da ödenek alan okullarımız öğrencilerine herhangi bir maddi destekte bulunmamaktadır. Kliniklerde ilkel şartlar altında çalışıyor olmamız ve günümüz teknolojisinden uzak ünit ve aletleri kullanıyor olmamız bizleri okul sonrasında da farklı sorunlarla karşılaşmamıza neden olmaktadır. Bunun yanında aldığımız eğitimin niteliksiz olması, güncel olmaması da eğitimin metalaştırılmasına neden olmakta ve bizlere okul eğitimi sonrası ücretli kurslar ve eğitimler olarak geri dönmektedir. Kliniklere çıkmadan önce teorik bilgi ile pratiğimizi oluşturduğumuz ve el becerilerimizi geliştirdiğimiz aşama olan prekliniklerde kullandığımız, eğitim gördüğümüz fantomların arızalı olması, tamir edilmemesi ve yenilenmemesi, okul yönetiminin bunlarla ilgilenmemesi ve bu sorunları kendine görev olarak görmemesi de bir diğer sorunumuzdur. Bu durum özellikle devlet üniversitelerinde karşımıza çıkmaktadır. Okullarımızda eğitimimizi tamamlamak için sonuçlandırmak zorunda olduğumuz stajlarda anabilim dallarının bizlerden istemiş oldukları staj puanlarının yüksek tutulması ve bunun sonucunda öğrencilerini olabildiğince bencilleştiren bir düzen kurmasının karşısında olmalıyız. Ayrıca okullarımızda her yıl değişen eğitim sisteminden ötürü, biz öğrencilerin işlerini yürütmek olan öğrenci işleri bürosunun bilgisizliği, hocaların eğitim sistemi konusunda bilgilendirilmemesi biz öğrenciler için farklı sorunlara neden olmaktadır. Okulumuzdaki bu kadar öğrenci sorunlarının yanında ayrıca toplumdan uzak, sosyal iletişim becerisi düşük, sosyal hayatta gereken özgürlüğü gösteremeyen birey Kulüp faaliyetlerini kolaylaştırmayan, destek çıkmayan okul yönetim tavrının bir sonucudur ve biz bu durumun değiştirilmesini gerektiğini düşünüyoruz. Biz öğrenciler kliniklerde çalışırken yüzlerce hasta ile karşılaşmakta ve birçok salgın hastalıklarla karşı karşıya kalmaktayız. Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan, aşısını bireyin ücret vererek kendi yaptırdığı bir durum söz konusu ve bunu her birey yapmıyor ve aşı takibi de yapılmıyor. Bunun sonucundaysa üzücü durumlarla karşılaşıyoruz. Mezun olmadan önce hazırlamamız gereken tez konumuz var ancak tez yazma hakkında fikir sahibi olmayan öğrencilerin bu konuda bilgi edinebilmeleri danışman hoca insiyatifinde ne yazık ki. Literatür taramaya, tez hazırlık aşamalarına dair temel bilgilendirmeler müfredat dahilinde okullarda programa konulmalı ve öğrencinin daha bilinçli olarak tezini hazırlaması sağlanmalıdır. Bir diğer sorun mesleğimizde ve öğrencilik hayatımızda da önemli bir bölüm olan hasta ile iletişim konusunda yeterli eğitimi alamıyor oluşumuzdur. Kimimiz var ki teorik dersleri çok yüksek olmasına rağmen kliniğe hasta karşısına çıktığındaki davranışları, tutumu, iletişimi maalesef hastalarımızı korkutmaktadır ve bu hepimizin karşısına daha mesleğimizi öğrendikleri ilk anda 'Ben diş hekiminden korkuyorum' cümlesiyle çıkmaktadır. Bir hekim adayının iyi bir meslek sahibi olması çok iyi dereceler puanlar almak değil karşısındaki insan ile kurduğu iyi ilişkiyle mümkündür. Bu mesele okuduğumuz üniversitelerde dikkate alınmayan bir durum, eksikliktir. Engelli insanlar ile olan iletişim ve onlara yapılması gereken tedavide dikkat edilecek durumlar ayrı bir ders olarak anlatılmalıdır. Bazı derslerde birkaç hastalıkta dikkat edilmesi gerekenlerin, çok kısa olarak anlatılması bize yeterli bir donanım sağlamamaktadır. Örneğin Acil Tıbbi Yardım dersi çoğu üniversitede haftada bir saat teorik ders olarak verilmektedir. Oysaki her hekim adayının acil yardımda yapılacak olan ilk müdahalede donanımlı ve doğru bilgi sahibi olması hayati önem taşır. Bilgilerini, yaptırılan pratik uygulamalar ışığında tamamlaması gerekir. Bir saatlik teorik ders ile olacağını biz düşünmüyoruz. Bu eğitimin her yıl aşamalı olarak pratiğe de dökülmüş halde verilmesi gerekir. Bahsettiğimiz sorunlar ve daha da eklenecek olanları çözmeyi görev olarak görüyoruz ve çözüm yerlerinden biri de bu oluşturduğumuz olan birlik ve beraberliktir. Sorunlar hepimizin emeğiyle, katılımıyla, özverisiyle, desteğiyle çözülebilir ancak. Bizim amacımız bunlardan herkese bahsetmek, herkese ulaşmak ve insanların da bize ulaşmasını sağlamaktır."